Apollo-Soyuz Projesi

0

Apollo-Soyuz projesi kapsamında Amerika ve Sovyetler Birliği’nin uzay araçlarının kenetlenmesi, soğuk savaşın geriliminin azaldığı bir dönemde, dört yıl süren planlama süreci sonrasında gerçekleşti. Dünya‘da Küba füze krizinin yarattığı panik geçmişti. Nixon yönetimi Amerika’nın Vietnam savaşından çekileceğini açıklamıştı, bu sırada Sovyetler Birliği yöneticisi Leonid Brezhnev ABD yetkilileri ile askeri çelişkilere çözüm bulabilmek için yüz yüze görüşmeyi kabul etmişti.

17 Temmuz 1975’te, Sovyet kozmonot Alexei Leonov elini uzattı ve Amerikalı astronot Thomas Stafford’la tokalaştı. Bu basit hareket, sadece bir dostluk mesajı içermiyordu. En az Neil Armstrong‘un Ay’a adımını attığı o ilk an kadar önemliydi. Leonov ve Stafford Dünya yörüngesinde, Fransa’daki Metz kentinin üstüne gelen bir noktada tokalaştı ve bu, uzay yarışını bitiren son hareket oldu.

Soğuk savaşın en önemli dönemeçlerinden biri, Amerikan başkanı Nixon’un 1972’de Moskova Zirvesi’ne katılmak için Sovyetler Birliği’ne gidişiydi. Bir hafta süren, önceden dikkatlice prova edilmiş pazarlıklardan sonra, Nixon ve Brezhnev SALT I ve Anti Balistik Füze anlaşmalarını imzaladı. Denizlerde karşı karşıya gelmelerini engelleyecek yeni kuralları da kabul ettiler. Böyle büyük bir barış süreci sırasında imzalanan Dış Uzayın Barışçıl Amaçlarla Araştılması ve Kullanılması anlaşması gözlerden kolayca kaçabilirdi. Bu anlaşma ile iki ülke ortak bir uzay görevi gerçekleştirmeye ve Apollo ile Soyuz uzay araçlarının uzayda birbirine kenetlenmesine imkân verecek Androgynous Peripheral Attach System (APAS) kenetlenme sistemini tasarlayıp test etmeye karar vermişti.

Eğer görev başanılı olacaksa, hem Amerikalı hem de Sovyet mühendisler yıllar boyunca birikmiş önyargıları ve şüpheleri bir kenara bırakmak zorundaydı. Bazı NASA bilim insanları Sovyetler Birliği’nin otomasyona fazla ağırlık verdiğini ve kozmonotlara kontrol imkânı bırakmadığını, bu yüzden de bir bileşende sorun çıktığında acil müdahale etmelerine imkân olmadığını düşünüyordu. Soyuz ve Soyuz’a gönderilen uzay araçları onlara göre Amerikalı kardeşlerine göre daha az gelişmiş araçlardı. Amerika kongresindeki milletvekilleri uzayda iş birliğine soğuk yaklaşıyordu, bu yüzden Apollo-Soyuz projesi için ayrılması gereken 245 milyon doları kongreden koparabilmek için epey uğraşmak gerekti. Sovyetler Birliği politbürosu kendi üzerine düşen bütçeyi karşılamaya hazırdı, ancak Soyuz mühendisleri Apollo uzay aracini fazla karmaşık buluyor ve risk almayı seven, kendisine fazla güvenen astronotlar tarafından uçurulan bu aracın uzayda tehlike yaratacağından çekiniyordu.

Ancak mühendisler bir kere beraber çalışmaya, ekipler beraber eğitim almaya başladığında, bütün çekinceler silindi. Soğuk Savaş döneminden kalan güvensizlikler de azalmaya başladı. İki ülke de teknolojisini devlet sırrı şeklinde saklamıştı. Şimdi yaşanan açıklık, oldukça sevindiriciydi.

Üç yıl süren hazırlıklardan sonra, Dünya‘nın iki tarafındaki iki ekip 15 Haziran 1975’te gerçekleştirilecek olan fırlatmaya artık hazırdı. İlk fırlatılacak olan Soyuz uzay aracı idi. Soyuz 19 olarak adlandınlıyordu ve Kazakistan’daki Baikonur Uzay Üssü’nden yerel saatle 18.20’de kalkış yaptı. Soyuz 19 mürettebatı komutan Alexei Leonov ve uçuş mühendisi Valeri Kubasov’dan oluşuyordu. Bu, ikisinin de ikinci uzay yolculuğuydu. Açıklık politikası gereği, tarihte ilk defa bir Sovyetler Birliği fırlatması tüm Dünya‘ya canlı olarak yayınlandı.

Yedi buçuk saat sonra, yerel saatle 15.50’de, komutan Thomas Stafford, Komuta modülü pilotu Vance Brand ve Kenetlenme Modülü pilotu Donald Deke’ Slayton’dan oluşan üç kişilik Apollo mürettebatını taşıyan Saturn IB roketi Florida’daki Kennedy Uzay Üssü’nden kalkış yaptı. Saturm roketinin kademeleri tek tek ayıldı ve uzaya çıktıklannda Brand uzay aracını 180 derece çevirdi. Amerikan ve Sovyet uzay araçlarının kenetlenmesini sağlayacak APAS modülüne bağlandı.

Bundan sonraki iki gün boyunca ekipler 229 kilometre irtifadaki yörüngeye oturana kadar gerekli ayarlamaları yaptı. İki araç arasındaki mesafe azaldıkça, Slayton Apollo’nun rotasını ayarlayarak yaklaştı ve APAS modülünü Soyuz uzay aracına kenetledi. İki rakip süper gücün uzay araçları artık birbirine bağlı şekilde yörüngede dönüyordu. Üç saat beş dakika sonra aradaki hava kilidi açıldı ve Stafford ile Leonov birbirlerine doğru süzülerek o tarihi tokalaşmayı gerçekleştirdi.

Bu tokalaşmadan sonra sembolik anın kutlamalarına geçildi. Mürettebat artık beş kişi olmuştu. Bayrak ve hediye değiş tokuşu yapıldı. Bu hediyeler arasında ekiplerin birbirlerine kendi ülkelerinde toprağa ekmek için verdikleri ağaç tohumları vardı. Günün anlam ve önemini simgeleyen sertifikalar imzalandı. ABD başkan Gerald Ford ve Sovyetler Birliği yöneticisi Brezhnev ile görüşmeler yapıldı. Uzayda hep beraber yemek yendi ve ekipler kendi uzay araçlarına dönerek uykuya çekildiler. Ertesi sabah astronot ve kozmonotlar uyandıktan sonra onlan çok meşgul bir gün bekliyordu. Bu zamanın bir bölümü bilimsel deneylere aynılmıştı. Diğer bir bölümünde ise diplomatik çalışmalar devam etti. İki uzay aracında da videolar çekildi. Ekipler kanştırıldı, Kubasov, Brand ve Slayton Apollo’da, Leonov ve Stafford da Soyuz’da çalışmaya başladı.

Ayrılma zamanı geldiğinde ekipler yine el sıkıştılar ve kendi uzay araçlarına döndüler. Aradaki hava kilidi kapandı. 19 Temmuz’da, öğlen saat 12.02 GMT itibarı ile ikiuzay aracı birbirinden ayrıldı. Apollo Güneş‘e doğru manevra yaptı, yapay bir tutulma gerçekleştirerek Soyuz uzay aracından Güneş’in taçküresinin fotoğrafının çekilmesini sağladı. Daha sonra Soyuz tekrar Apollo ile kenetlenerek APAS modülü bir kere daha test edildi. Ancak bu sırada aralarındaki hava kilidi kapalı kaldı. Saat 15.26 GMT itibarı ile Apollo ve Soyuz bir daha kenetlenmemek üzere tekrar ayrıldı.

İki uzay aracı yörüngede kaldı ve Dünya‘ya dönmeden önce yapmalarn gereken deneyleri gerçekleştirdiler. Soyuz 21 Temmuz’da Baikonur Uzay Üssü yakınlarında bir bölgeye iniş yaptı, Apollo 24 Temmuz’da Pasifik Okyanusu’na indi. Görev tamamlandıktan sonra 1961-1972 arasında devam eden Apollo programına eklenen Apollo Uygulama Programı, resmi olarak bitti. NASA bundan sonra altı yıl boyunca uzaya bir daha insanlı uzay aracı göndermeyecekti. Bir sonraki insanlı uzay aracı olan uzay mekiği, 12 Nisan 1982’de fırlatıldı. Astronotları yörüngeye götürüp getiren Apollo modülleri müzelere gönderildi. Apollo-Soyuz projesinde kullanılan Apollo modülü Los Angeles’teki California Bilim Merkezi’nde sergileniyor.

Apollo ve Soyuz uzay araçları sadece 47 saate boyunca bağlı kalmış olabilir, ancak gerçekleştirdikleri görev insanlığa büyük bir miras bıraktı. Soğuk savaşın ayırdığı iki ülkenin birbiri ile bilimsel iş birlikleri yapabileceği kanıtlandı. NASA ve Sovyetler Birliği uzay ajanslarının liderleri ileride başka ortak projeler geliştirmek için konuşmaya başladılar. Planlardan biri, Amerikalıları uzay mekiğinin Sovyetler Birliği’nin Salyut uzay istasyonlarına, Sovyetler Birliği’nin Buran uzay aracının ise Amerikalıların planladığı ancak hiç inşa edemediği uzay istasyonuna gitmesini içeriyordu. Ancak bu projeler maalesef sadece plan aşamasında kaldı.

1979’da Sovyetler Birliği ordusu Afganistan’ı işgal etti ve soğuk savaşın Apollo-Soyuz projesinin gerçekleşmesine imkân sağlayan sakin evresi sona erdi. 1980’lerde iki ülke arasındaki gerilim tirmandıkça tırmandı, NATO’nun Able Archer tatbikatları neredeyse Sovyetler Birliği’nin Amerika’ya saldırmasına neden oluyordu. 1983’te Ronald Reagan’ın kavgacı tavrı, beraber bir proje geliştirme ihtimalini yok etti. Ancak 1991’de Sovyetler Birliği aniden çökünce, Sovyetler Birliği’nin uzay ajansının mirasını devralan Roscosmos ile NASA‘nın ortak görevler gerçekleştirmesi imkânı doğdu. Pazarlıklar, tekrar başladı. Dört yıl süren Uzay Mekiği – Mir Programı 1994’te başladı ve Amerikalı astronotlar Rus uzay istasyonunda uzun süre misafir edildi, Rus kozmonotları da Uzay Mekiği ile uzaya gitti.

2 Kasım 2000’de bir astronot ve iki kozmonottan oluşan ilk çokuluslu mürettebat Uluslararası Uzay İstasyonu‘na ulaştı ve uzaydaki uluslararası iş birliğinde yeni bir sayfa açıldı. Apollo-Soyuz Projesi sırasında uzayda oluşan kardeşlik bağlarn da kalıcı oldu. APAS modülünde tokalaşan komutanlar, Leonov ve Stafford Soğuk Savaşın son yıllan boyunca iletişimi koparmadı. Stafford altmışlı yaşlarındayken iki çocuk evlat edindi, Leonov’dan bu çocukların vaftiz babası olmasını istedi.

1964 – 1982 arasında Sovyetler Birliği’nin liderliğini yürüten, tek bir düğme ile nükleer savaş başlatabilecek olan Leonid Brezhnev soğuk savaşın nasıl bir anda sıcak savaşa dönebileceğini çok iyi biliyordu. Apollo – Soyuz projesi çerçevesinde uzayda gerçekleştirilen iş birliğinin astronot ve kozmonotlara Dünya‘daki ideolojik mücadeleye yeni bir perspektifle bakmalarını sağladığının da farkındaydı. “Uzaydan bize baktıklarında, gezegenimizin ne kadar güzel olduğunu görüyorlar. Hepimizin üzerinde barış içinde yaşayabileceği kadar büyük, ancak nükleer savaş tehdidi altında kalamayacak kadar küçük.” demişti. Uzay yarışının bitişi, soğuk savaşı bitirmedi belki, ancak iki taraftaki süper güçlerin ayrı ayrı ölümcül füzeler geliştirmek yerine, beraber iyi niyetli ortak projeler yürütmesi gerektiğini açıkça gösterdi.

Apollo-Soyuz Trajediye Dönüşmekten Nasıl Kurtuldu?

Apollo-Soyuz projesi sırasında gerçekleştirilen büyük başarı, az daha felaketle sonuçlanıyordu. Soyuz’dan son kez ayrıldıktan beş gün sonra, Apollo modülündeki astronotlar Dünya’ya dönmeye hazırdı, ancak atmosfere girişte görevde yaşanan ilk ve tek sorun kendini gösterdi. Astronotlar atmosferin üst katmanlarındayken uzay aracı bir anda şiddetle sarsılmaya başladı. Thomas Stafford atmosfere giriş listesini okurken Vance Brand’ın adımlardan birini atladığı ve reaksiyon kontrol sistemini kapatan iki önemli anahtarı çevirmediği ortaya çıktı.

Apollo uzay aracı Dünya’ya hızla düşmekteyken, sistemde yakılmamış olan yakıt dışarı püskürtülürken havalandırma deliklerinden birinden içeri Sızdı ve Brand’ın bayılmasına neden oldu. Ekibin şansı var ki, Stafford bir şeylerin ters gitmekte olduğunu anladı ve acil durum oksijen maskelerini kaptı, bayılmış arkadaşına giydirdi, kendisi ve Deke Slayton da kendi maskelerini taktılar. Apollo önceden planlandığı gibi Pasifik okyanusuna düştü ve üç astronot sağ salim dışarı çıktılar. Gözlem için iki hafta hastanede tutuldular. Bu sorun, Soyuz 1l’de yaşanan ve mürettebatın boğulmasına neden olan probleme çok benziyordu, neyse ki tam zamanında müdahale edildiği için ortaya bir felaket çıkmadı.

Kaynak: All About History

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

G-B0ZQSMMP2T