Kütle çekim dalgalarının 2015 yılında gözlemlenmesiyle bilim dünyasının üzerinde en çok konuştuğu konulardan biri haline gelen kara delikler, Event Horizon Teleskobu (EHT) dizisi tarafından çekilen ve bizden 55 milyon ışık yılı uzaktaki Messier 87 galaksisinin merkezinin fotoğraflanmasıyla ilk defa kesin bir şekilde görüntülendi.
Üç proje bir araya gelerek dünyanın en büyük radyo teleskop dizisini oluşturdu ve gereken görüntü çözünürlüğünü yakaladı. Event Horizon Teleskobu (EHT), kardeş projesi olan Küresel mm-VLBI Dizisi (GMVA) ve Atacama Büyük Milimetre/milimetre altı Dizisi (ALMA), Dünya’yı gezegen boyutunda bir teleskopa dönüştürdü.
Çok uzun referans hattı girişim ölçümü (VLBI) denen yöntemle, teleskop dizisi uzaydaki astronomik radyo kaynaklarını algılayacak biçimde birbirlerine bağlandı. Kara delikler dahil uzaydaki nesneler farklı radyo dalgaları ve radyasyon yayıyor. Bu görüntü elbette kara deliğin kendi görüntüsü değil ama olay ufkunun ve onun etrafını saran toplanma diskinin görüntüsü elde edilebildi.
Kara deliğin bir yıldızla çarpışmasıysa açığa akıl almaz bir enerji ve ışık çıkarıyor ve kuasar adıyla biliniyor. Bu muazzam olay, radyo teleskoplarının radyasyonu saptamasına, olay ufkunu bulmasına ve nihayet, kara deliğin gölgesinin bir görüntüsünü elde etmemize yardımcı oldu.
Bir Resim Bin Sözcüğe Bedel
Einstein‘ın Genel Görelilik kuramı, kütle çekimini bir kuvvet olarak değil de uzay-zamanın bükülmesi olarak tanımlıyor. Kuramlarının bir sonucu olarak Einstein, kara deliğin biçiminin küresel olduğunu söylüyor; halbuki ondan öncekiler şeklin “basık” olduğunu söylüyordu. Bir kara deliğin şekli üzerine tartışmak kulağa tuhaf görünse de, şekil, doğrudan kara deliğin işleyişiyle ve uzay-zamanı algılayışımızla ilgili.
Uçlarından tutturulmuş, sımsıkı gerilmiş bir parça esnek kumaşın ortasında ağır bir top durduğunu düşünün. Kara deliklerin iç işleyişini ve uzay-zamanı, genel görelilik aracılığıyla bu şekilde görüyoruz. Kara deliğin kütlesi (bu vakada top) ne kadar yoğunsa (uzay zamanı temsil eden) kumaşı o kadar fazla büküyor. Bir kara deliğin biçimini ve kütlesini bilirsek etrafındaki uzay zamanı daha iyi anlayabiliriz.
Kuramsal fizikçi Stephen Hawking‘de kara deliklerin kütlelerinden radyasyon yaydıklarını, radyasyonun deliğe girdiğini ve sonunda toptan buharlaşmasına yol açtığını öne sürmüştü. EHT, Sagittarius A*’yı görüntüleyerek kara deliğin büyüklüğünü, şeklini ve küçülme faktörlerini saptayabilmemize yardımcı olacak. Bu da söz konusu teorileri sağlamlaştırarak ya da düzelterek içinde yaşadığımız evreni daha iyi kavramamızı sağlayabilir.
Görünen o ki, kara deliklerin etrafında yıldız kalıntılarına ek olarak bir sürü yanıtlanmamış soru da dönüp duruyor.
Kaynak: How It Works