Asteroitler

Güneş sistemine dikkatlice baktığınızda Mars ve Jüpiter arasındaki büyük boşluğu görmemeniz imkansız. Birkaç yüzyıl önce bu boşluk, astronomların canını çok sıkıyordu ve orada bir gezegen olmasını gerçekten çok istiyorlardı. Sonra bir gün Guiseppe Pizza adında italyan bir astronom bir gezegen gibi hareket eden bir ışık tespit etti, bu aradıkları gezegen olabilirdi, ama buradan gördükleri sadece bir noktaydı ve bukadar silik seçilebilen bir şeyin büyük olması imkansız gibiydi.

Pekala bu cisim bir kuyruklu yıldız da olabilirdi ama gözlemledikçe bulanık bir görüntüye sahip olmadığı ortaya çıktı. Bu cisme Ceres adı verildi. Peki, Ceres gerçekten de bir gezegen olabilir miydi?

Asteroitler için, çok küçük minyatür gezegenler diyebiliriz.

Astronomlar bir süre Ceres’in Mars ve Jüpiter’in arasındaki cüce gezegen olduğu düşüncesiyle oyalandılar. Ama sonra pek de istenmeyen bir şey oldu, sadece bir sene sonra 1802’de başka bir cisim daha bulundu. 1804’te üçüncüsü ve 1807’de dördüncüsü. Keşiflerin ardı arkası gelmiyordu. Bildiğimiz diğer cisimlere benzemiyordu, yıldız değildi, gezegen değildi. Artık yeni bir Güneş sistemi cisminin keşfedildiği apaçık ortadaydı. Bu cisimlere küçük gezegen anlamına gelen Asteroit adı verildi. Zamanla daha fazla Asteroit keşfedildi ve bugün biliyoruz ki Güneş sisteminin en kalabalık üyesi Asteroitler milyonlarca olabilirler.

Dünya’ya yaklaşmakta olan bir Asteroit nasıl durdurulabilir?

1- Nükleer Patlama : Nükleer füze ile vurma. Bu yöntemin sakıncaları küçük parçaların savrulmasıdır.

2- Kinetik Çarpma Aygıtı : Nükleer füzenin patlamayan hali gibi, sadece çarpma gücüyle yön değiştirme.

3- Güneş Yelkeni : bu metot da asteroite güneş yelkeni göndererek güneş ışığının basıncıyla asteroitin yönünü değiştime.

4- Dev matkap : Dev bir matkap füze ile asteroiti parçalamadan içine girebilir kütlesi zayıflatılarak yörüngesi değiştirilebilir.

5- Boyama : Asteroit’in güneş bakan tarafı boyanarak güneş ışıklarını üstüne çekerek termal radyasyon miktarı artırılabilir ve yönü değişir.

Peki Nedir Bu Asteroitler ?

Bu asteroitler , evimizin arka bahçesindeki taşlardan kayalardan çok mu farklılar? Üç çeşit asteroit tipinden bahsedebiliriz. Karbonlu, silikatlı, metalik… Bir asteroitin şekli, bileşimi nezaman, neyden meydana geldiğiyle, herhangi bir çarpışma geçirip geçirmediğiyle oldukça bağlantılı. Başlangıçta, Güneş sistemi daha yolun başındayken, çoğu Asteroit bugün keşfettiğimizden daha büyüktü. Kimisi Mars kadar büyükken, şekil olarakta çok değişkendi. Gezegenler oluşma aşamasındayken, daha fazla maddeyi kendilerine çektiler ve giderek büyüdüler. Tabi burada en büyük payı Jüpiter’in aldığını söylememize gerek bile yok.

Jüpiter çevresinden oldukça çok malzeme çaldı ama hepsini değil, yörüngesinde çok fazla enkaz bıraktı. Bazıları oldukça küçükken, bazıları gezegenlerden daha küçük, orta boyutlarda cisimler oluşturmak için bir araya geldiler. Metal gibi ağır maddeler orta kısımda toplanırken, daha hafif maddeler mantoyu ve yer kabuğunu oluşturdu.

Güneş Sistemi’nin Gençliği

Bu güzel sistemin gençliği gerçekten oldukça fırtınalıydı, her yer savaş alanı gibiydi, çarpışmalarda çoğu Asteroit parçalara ayrıldı. Bugün bukadar farklı şekilde Asteroitler görmemizin sebebi bu olabilir. Büyük ithimalle milyarlarca yıl önce Mars ve Jüpiter arasında çok daha fazlası vardı , ya Jüpiter tarafından yalanıp yutuldular  ya da gezegenlerin muazzam çekim gücü onları fırlatarak yörüngelerini değiştirdi.

Çoğu Asteroit Mars ile Jüpiter arasındaki kuşakta yaşarken, bir kısmı ise grup kurarak gezegenler arasında dolaşmayı tercih eder. Hepsinin aynı yönde gezdiği gerçeğine rağmen, düşük hızda gerçekleşen çarpışmalar Asteroitlerin sürekli olarak daha küçük parçalara ayrılmalarına yol açar.

Güneş Sistemi’ndeki Asteroitler

Çoğu Asteroit Mars ve Jüpiter arasında konumlanmışken, bazıları yerinden memnun olmasalar gerek kendilerine özgü yörüngelerinde Dünya’ya yakınlaşır, bunlara Dünya’ya yakın Asteroitler denir.

En kayda değer olanlara göz atalım.

  • Ceres : Teknik olarak cüce gezegen olarak kabul edilen Ceres, adını Romalıların Tarım Tanrıçasından almıştır. Açık ara diğer komşularına göre kütlesel olarak büyük olan Ceres, kuşağın kütlesel olarak %32’ini oluşturuyor.
  • Apollo : Apollo Asteroitleri yörüngeleri Dünya’nın yörüngesiyle çakışıyor. 2013’te Rusya’nın Chelyabinsk kentinin üzerinde patlayan, camların kırılması, binaların tahrip olmasına ve 1500 kişinin yaralanmasına sebep olan Chelyabinsk meteoru Apollo sınıfı bir Asteroitti.
  • Amor : Dünya’nın yörüngesine yaklaşan ama onla çakışmayan Asteroit grubudur. Yörüngeleri Dünya’nın yörüngesine göre Güneş’e daha uzaktır. Çoğunlukla Dünya ve Mars arasına konumlanmışlardır. Amor grubuna ait olan Eros yörüngesine uzay aracı gönderilen ilk Asteroittir.
  • Aten : Yörüngeleri Dünya ile çakışan Asteroitlerdir. Apollo Asteroitlerin aksine Atenler zamanınn çoğunu Dünya’nın yörüngesinin içinde geçirir. Aten Asterotilerinin en ünlüsü olan Cruithne Dünya ile neredeyse aynı yörüngede hareket eder.
  • Eros : Eros 10’da 1 şanla olsa da 1 milyon yıl içinde Mars’a ya da Dünya’ya çarpması muhtemel bir Asteroit. Eros Dünya’ya yakın Asterotiler arasında en büyüğü ve en çok incelendir. Aslında bakarsanız Eros bir sonda tarafından ziyaret edildi.
  • İkarus : Apollo Asteroit sınıfının bir üyesi olan İkarus, Günberi döneminde Güneş’e Merkür’den daha yakın olması gibi alışılmadık özelliklere sahip. Adını Yunan mitolojisindeki Güneş’e uçan İkarus’dan alan asteroit, Dünya’ya yakın seyreden Asteroitler arasında en az teklikeli olanı. 9-19-28 yıl arayla Dünya’ya yaklaşan İkarus, Dünya’ya en yakın olduğu zamanda bile Dünya’dan 6.335.200 km uzaklıktadır.
  • Hidalgo : Hidalgo, Asteroit kuşağının dışındaki herhangi bir Asteroit’e göre en uzun yörünge süresine sahip tam turu tamamlaması 13 yıl sürüyor. Çok büyük eksek eksikliğinin sebebi ise Jüpiter ile yakın bir kaşılaşmasını olduğu düşünülüyor.
  • Adonis : Adonis, Apollo Asteroitleri sınıfında 1936’da keşfedilen 2. asteroit… Adını Yunan mitolojisindeki bir karakterden alan Adonis’in  içinde bulunduğumuz yüzyılda Dünya’ya 6 kere yakın temasta bulunması bekleniyor.

Kaynak: Yeni Fikirler Dergisi

Yorum yapın