Pearl Harbor Saldırısı

4

 

Tarihin En Cesur Askeri Kumarlarından Biri (Pearl Harbor)

Tarihteki en büyük deniz hava gücü çok gizli bir görev için Pearl Harbor ‘a doğru yola çıkmıştı. Dört yüz sekiz uçak, 16 bin adam taşıyan otuz gemi, Pasifik Okyanusu boyunca 7 bin kilometre yolculuk ediyordu. Kendilerinden çok daha güçlü ve daha zengin bir ülkeye saldırmaya gidiyorlardı. Hesaplarına göre sadece yüzde 50 şansları vardı ve başarısızlık intihar olurdu.

Peki onları bu çaresiz duruma iten neydi?

8 Şubat 1904- 5 Eylül 1905 tarihleri arasında, Rus ve Japon İmparatorlukları arasında gerçekleşen savaş, küçük bir ada ülkesi olan Japonya’nın galibiyetiyle sonuçlanır. Başka ülkeler tarafından görmezden gelindikten yüz yıllar sonra Japonlar, bu galibiyet ile ciddi bir askeri güç olarak dünya sahnesine çıkarlar. Japonlar, savaşı kazanmaya yardım ettikleri için tanınmak isterler.

Japonya, Paris Barış Konferansı’na davet edilen beş ülkeden biriydi. Ve savaş sonrası anlaşmasının parçası olarak, müttefiklerden vatandaşlarının Avustralya ve Amerika gibi ülkelere göçmeleri için daha kolay bir süreç ister. Fakat ABD, Japonlar dahil beyaz olmayanların Amerikan topraklarına taşınmasını yasaklamıştır. Feodal toplumlarını daha yeni parlamenter demokrasiye çeviren Japonlar, yeni politikalarının Batı ile uyumlu olacağını umuyorlardır. Talepleri reddedilir.

1929’da Amerika’nın Büyük Buhran’ı dünya genelinde bir çok şok dalgasına sebep olurken Japonya ekonomisi de yıkıcı bir darbe alır. Uluslararası kapıların sıkıca kapanması ve ülke içinde yaşanan sorunların çözümü için Japonya içinde aşırı milliyetçi bir hareket güç kazanır. İktidarı ele geçirmeye çalışan bu milliyetçi hareketin başında general Hideki Tojo vardır.

Hideki Tojo

Japonya’yı zengin ve güçlü bir ülkeye dönüştürmek gibi bir hayali olan Tojo’ya göre Pasifik’te eşit pay isteme günleri artık sona erer. Tojo’nun, Japonya’nın refahı için değerli doğal kaynakları bulunan Asya’daki Batı bölgelerine karşı bir takıntısı vardır.

19 Eylül 1931’de Tojo’nun ordusu kömür ve demir zengini bir bölge olan Mançurya’yı işgal eder. Pasifik’te çıkarları bulunan Batı güçleri bu durumdan rahatsız olurlar ve Uluslararası bir zirve toplanır. Bu zirvede, Japonya’ya direnmesi için Çin’e destek olma kararı alınır. Fakat genişlemelerini bitirmeleri yönündeki çağrılara uymayan Japonya, 1937 yılında Çin’in daha da iç kısmına ilerleyerek kanlı bir savaşı başlatmış olur. Haftalar içinde binlerce Çin vatandaşı Japon ordusunun elinde can verecektir.

Batı’nın ise kısa süre içinde kendi sorunları olacaktır. Avrupa’da, bir başka aşırı milliyetçi lider genişlemeci hayalini gerçeğe dönüştürüyordu. Hitler’in ordusu kıtayı geziyor, ülkeleri birer birer ele geçiriyor ve onları Alman İmparatorluğu’na katıyordu. Britanya Başbakanı Winston Churchill için Nazilerin kontrol ettiği bir Avrupa tehdidi çok gerçekçiydi.

Franklin Delano Roosevelt

Amerikalıların büyük çoğunluğu ise Avrupa’nın savaşının onları ilgilendirmediğini düşünüyordu. Başkan Franklin Roosevelt, halkının isteklerini gerçekleştirmek konusunda istekli görünse de içten içe Nazi tehlikesinin Avrupa’yla sınırlı olmadığından endişelenmeye başlamıştı. Amerikalılara verdiği sözden dönmemekle beraber Müttefiklerinde yardıma ihtiyacı olduğunu biliyordu. Mayıs 1940’da Hitler, Fransa’yı işgal edince, Avrupa ve Pasifik’te sürekli yükselen bir krizle yüzleşen Roosevelt, ilgisini Japonya’ya kaydırır ve Japonlara bir uyarı gönderir.

Roosevelt, Birleşik Devletler Pasifik Deniz Filosu eğitim için Hawaii’ye gittiğinde onları Pearl Harbor’da tutmak gibi sıra dışı bir karar alır. O dönem Pasifik Filosunun komutanlığını yapan Amiral Richardson, Roosevelt’in bu kararına katılmaz. Filonun daha çok eğitime ve daha çok gemiye ihtiyacı olduğunu düşünür. Bu hareketi desteklemediği için Amiral Richarson, Roosevelt tarafından görevden alınır.

Pearl Harbor

Filonun başına Amiral Husband Kimmel atanır. Kimmel, savaşın çok yakın olduğuna inanarak filosunu hazırlamakta hiç vakit kaybetmez. Böylece vakit geldiğinde savaşı Japonya’ya taşımaya hazır olacak ve onları açık sularda yok edeceklerdi. Fakat Pearl Harbor’a yerleştirilen filo, Japonya’nın askeri hırslarını pek dizginleyemedi.

Avrupa kaos içindeyken, Tojo ve arkadaşları bu kaostan faydalanmak için fırsat olarak gördükleri, Hitler ve Mussolini’nin tarihi paktına katılarak birbirlerinin imparatorluk çabalarını desteklemeye söz verirler. Ama bu pakt, Japonya’da da çeşitli eleştiriler alır. Japonya Deniz Kuvvetleri’nin komutanı Amiral Isoroku Yamamoto bu paktın Japonya’yı Müttefiklere karşı bir savaşa sokma riskine karşı endişelendirir. Ama Yamamoto’nun kuşkuları dikkate alınmaz ve pakt imzalanır.  Bu şekilde daha da güçlenen Japon ordusu genişlemesini sürdürmek ister. Fransa, Nazilerin eline düşünce Japonya bu fırsattan istifade ederek Fransız Hindiçini işgal eder.

Roosevelt bunun üzerine sert yaptırımlar uygular. Japonya petrol ihtiyacının yüzde 80’ini ABD’den karşılamaktadır ve Amerika’dan Japonya’ya yapılan petrol dahil tüm ihracatı durdurur. Roosevelt, bu yaptırımları yalnızca bugüne kadarki genişlemeci eylemlerini geri alırlarsa kaldıracağını söyler. Ama bu yaptırımlarda Japonya’nın genişlemesini durdurmaz, hatta savaşı daha da yaklaştırır.

Husband Kimmel

Japonya, yaptırımlar sonrasında evine çok daha yakın olan, yeni bir petrol kaynağına yönelir. Ama bu kaynak bir başka Batı ülkesinin elindedir. Risk şudur ki güneye doğru yapılan her hamle onları Amerikan kontrolündeki Filipinler’e yaklaştırmaktadır. Fakat Japonya Başbakanının istifası ve Tojo’nun başa geçmesiyle temkinlilik tamamen yok olmuştur.

Savaşın artık kaçınılmaz hale gelmesiyle , Japonya’nın planı ilk darbeyi vurmaktı. ABD’ye yapılacak herhangi bir saldırı denizden olmalıydı. Amerika’ya saldırmak için yapılan ilk plan, güneyde ve petrol sahalarında bulunan Filipinler’e saldırmaktı. Ama Yamamoto’ ya göre Japonya’nın Pasifikte zafer kazanmasının tek ihtimali şuan Pearl Harbor’da bulunan Amerikan Pasifik Filosu’nu yok etmekti.

Isoroku Yamamoto

Bu sırada Washington’daki Amerikan istihbaratı, Japonya’nın gizli iletişim kodunu kırar ve mesajlardan, Tojo’nun savaşa hazırlandığı anlaşılır. Washington, Japonya’nın savaşa hazırlandığı yönündeki mesajı öğrenince Pasifik’teki bütün askeri güçleri uyarır. Kimmel, Japonlara denizde saldırmak için filosunu hazırlarken Ordunun başındaki isim General Short ise üssü savunmak zorundadır. Ama o asıl tehdidin adanın içinden gelmesini bekliyordur.

Oradaki insanların büyük çoğunluğu Japon asıllıydı. Hawaii yerlilerinden bile fazlalardı. Bu yüzden savaş başlarsa ayaklanabilecekleri düşünülüyordu. Ama Amerikalıların, büyük bir donanmanın Pasifik Okyanusu’ndan geçtiğinden haberleri yoktu. Saldırıya bir haftadan az bir süre kalmıştı. Ama Japonlar için bu aylar süren bir planlamaydı.

6 Aralık 1941 (Saldırıdan bir gün önce)

Japon filosu, Hawaii’nin kuzey kıyısına 320 kilometre uzakta ve son hedefine doğru yaklaşıyordu. Her şeye rağmen bu yolculuğu fark edilmeden tamamlamayı başarmışlardı. Pearl Harbor’daki Amerikan Filosu’nun, Japonların orada olduğundan haberi yoktu.

7 Aralık 1941 (Saldırı günü)

Radar, 1941’de yeni bir icattı ve ABD ordusunun mobil radar birimleri vardı. Bu radarlardan biri Oahu adasının kuzey uç noktasındaydı ve başında 2 görevli asker bulunuyordu. Sabah saat 07:02’de radar ekranında uçaklardan oluşan büyük bir iz görmeleri üzerine karargahlarını aradılar ve ekranda çok sayıda uçak izleri olduğunu söylediler. Fakat Karargahtan gelen cevap ise endişelenecek bir şey olmadığı, izlerin ana karadan gelen deniz uçakları olabileceği yönündeydi.

Pearl Harbor saldırısı için sakin bir pazar sabahı havalanan Japon uçakları saat 07:53’te Oahu’ya vardıklarında karşılarındaki hedef tamamen hazırlıksızdır. Japonlar ilk olarak uçak pistlerini hedef alır. Karşı koyma fırsatı bırakmadan savunma uçaklarını yok ederler. Uçak savar mermileri de sabotajcılardan korunmak için kilit altındadır. Japonlar, dakikalar içinde yüzlerce uçağı yok ettikten sonra asıl hedefleri olan savaş gemilerine yönelir. Uçaklardan atılan torpidolar ile savaş gemilerine saldırmaya başlarlar.

Kıyı derinliğinin az olması nedeniyle Pearl Harbor’un torpidolara karşı dayanıklı olduğunu bilen Japonlar, saldırıdan bir kaç hafta önce bu duruma bir çözüm bulmuşlardı. Sığ sulara bırakılabilecek türden yepyeni bir torpido inşa etmişlerdi. Saldırı için uçaklardan atılan bombaların yanı sıra torpidolar da çok işe yarıyordu.

Uçakların Pearl Harbor’a saldırdığı haberini aldığında Kimmel uyanıktı. Kimmel, evinin bahçesinden gerçekleşmekte olan saldırıyı izlerken o sabah harekete geçme fırsatını kaçırmıştı. Japon uçakları saldırmadan yarım saat kadar önce bir düşman denizaltısının tam da Pearl Harbor’ın dışında tespit edildiği ve Amerikan gemisi tarafından yok edildiği haberini almıştı. Uyarılara rağmen saldırıya hazırlanmayı başaramamıştı. Kimmel, Pasifik Filosu’nun komutanlığını yaptığı günlerin bittiğini biliyordu.

Saat 09:45’te saldırı artık sona ermişti. Yaklaşık İki saat içinde Japonlar, Amerikan Pasifik Filosu’na saldırmak için yüzlerce bomba ve onlarca torpido bırakmıştı. 328 Amerikan uçağı, 19 savaş gemisi yok edilmiş ve toplamda 2403. Amerikalı öldürülmüştü.

Tamamen şans eseri, Amerika’nın üç Pasifik uçak gemisi Saldırı gününün sabahında Pearl Harbor’da değildi. Mevkidaşları bunu o kadar önemli görmezken Yamamoto bunun önemini anlar. Filonun temel birimlerinin uçak gemileri olduğu düşünülürse Pear Harbor saldırısı Amerika’yı zayıflatacak hiçbir şey yapmamıştır.

Amerika’da Japon karşıtlığı çok yükselmiştir. Başkan Franklin Roosevelt, ülkeyi savaş için bir araya getirme kararı alır. Kongrede yaptığı konuşmada bu yeni ve kötü düşmana savaş ilan ettiğini açıklar. Roosevelt’in konuşmasından ve Japonya ile olan savaşın başlamasından dört gün sonra Hitler devreye girer ve ABD’ye savaş ilan eder. Pearl Harbor saldırısından sonra bir hafta geçmemişken birlik olmuş Amerika, artık İkinci Dünya Savaşı’na tam manasıyla girmiş bir devlet olmuştur.

Günler içinde Roosevelt, Pearl Harbor’da hasar görmemiş iki uçak gemisini kullanarak Tokyo’yu bombalama planlarını gerçekleştirir. 3 ay içinde, Pearl Harbor saldırısında yok edildiği sanılan gemilerin yarısı hizmete döner. Nihayetinde, üç gemi dışında tüm savaş gemileri tamamen tamir edilecektir. Pasifik’teki çatışma 1942 yılında da devam ederken ve Amerika artık tamamen sahadayken savaş daha yeni başlamaktadır.

Kaynak: İkinci Dünya Savaşı’nın En Önemli Olayları

4 Yorumlar
  1. Merve yeliz coşkun diyor

    İnternetteki en kapsamlı bilgiyi sizin sayfanızda bulabildim ciddi bir emek harcamışsınız emeğinize sağlık başarılarınızın devamını dilerim

  2. Fuat diyor

    2. Dünya Savaşının dönüm noktalarından birisi güzel işlenmiş.

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

G-B0ZQSMMP2T