Geleceğin Gıdaları

0

Geleceğin gıdaları: Laboratuvarlarda üretilmiş hamburgerler, 3D yazıcıdan basılmış pizzalar, genetiği değiştirilmiş sebzeler ve çok daha fazlası…

2050 yılına geldiğimizde en sevdiğiniz restoranda yemek yemek bambaşka bir deneyim haline gelecek. Robot garson sizi kapıda karşılayacak, masanıza götürecek. Burada holografik bir menüden siparişinizi oluşturacaksınız. Menüye baktığınızda günümüzden esintiler göreceksiniz, ancak bazı şeyler çok ama çok farklı olacak. Örneğin artık Sezar salatasında tavuk yerine protein açısından zengin yemek kurtları olacak, salatanın üzerinde kroton ekmekler değil un kurdundan yapılmış çıtırlar göreceksiniz.

Şimdi sırada robot garsonunuzun getireceği muhteşem yemek var. Laboratuvarda bir Petri çanağı içinde üretilmiş bir hamburger! İçinde yer altındaki bir çiftlikte yetiştirilmiş marul yaprakları ve genetiği değiştirilip daha fazla ve farklı vitaminler içermesi sağlamış domates dilimleri var. Eğer tatlı istiyorsanız bilgisayarda tasarlanıp 3D yazıcı ile direkt olarak tabağınıza basılan şekerlemelerden birini tercih edebilirsiniz.

Bu sözü edilen yiyecekler kulağa çok itici ve bulandırıcı geliyor olabilir, ama gelecekte yaşanacak bir kıtlıkta insanlığın kurtulması için en uygun çözüm de olabilirler. 2050 yılına geldiğimizde dünya nüfusu dokuz milyar olacak, yani şu ana göre besleyecek iki milyar daha fazla insan söz konusu. Bu ihtiyacı karşılamak için, şu anda üretilenden yüzde 70 daha fazla yiyecek üretmek gerekli. Ancak gezegenimizdeki tarım alanları sınırlı, çoğu zaten kullanıyor ve artan nüfusa paralel olarak bu alanları daha fazla büyütmek mümkün değil. İnsanlığın önünde ciddi ve büyük bir mücadele duruyor!

Günümüzde global yiyecek endüstrisi sürdürülebilir değil, zira tarım, insanlar tarafından üretilen sera gazlarının üçte birinden sorumlu. Gübrelerden yayılan azot oksit ve ürünlerin bir yerden bir yere taşınması sırasında salınan karbondioksit atmosferdeki ısının dışarı çıkmasını engelliyor ve küresel ısınma yüzünden mevsimler değişiyor, bu da tarım ürünlerinin üretimini zorlaştırıyor. Bu sorunu çözmek için bilim insanları gece gündüz çalışıyor ve tarıma sürdürülebilir bir çözüm üretmeye çalışıyorlar.

Bitkilerin genetiğini değiştirerek iklim koşullarına daha dayanıklı, en elverişsiz koşullarda bile büyüyebilen bitkiler üretmek, ayrıca bu bitkileri daha besleyici, vitamin ve mineraller açısından daha zengin hale getirmek mümkün.

Daha fazla meyve ve sebze üretmek daha fazla sera gazlarının salınımına neden olacak, ancak sera gazlarının salınımın en büyük kaynaklarından birinin hayvancılık olduğunu unutmamak gerekli. 230 gramlık bir hamburger hazırlamak için harcanan sera gazı bir otomobilin 16 kilometrede saldığı sera gazına eşit. Bu gazların arasında gezegenimizi karbon dioksitten 25 kat daha fazla ısıtan metan var. Ete olan talep arttıkça et üretiminin dünyaya negatif yan etkileri de artacak. Bu yüzden kısa sürede mutlaka bir şeyler yapmak gerekli.

Bu problemi gidermenin en kolay yolu daha az et tüketmek elbette, ancak dünya nüfusunun büyük bir bölümü etobur ve bu etoburlar yılda yaklaşık 285 milyon ton civarında et tüketiyor. Bu yüzden etin yerine geçecek lezzetli alternatifler bulmak gerekli, hatta belki et deyince ne anladığımızı da değiştirmek gerekiyor. Örneğin hamburgerlerimizdeki etler veya sandviçlerimizdeki tavuklar yerine kurutulmuş böcekler veya keçiboynuzu yiyebilir, veya laboratuvarda üretilmiş etleri tüketiyor olabiliriz.

Görülen o ki birkaç on yıl içinde çiftlikler günümüzde olduğundan çok daha farklı görünecek. Zaten epey bir zamandır tarlaları süren, inekleri sağan çiftçiler yerine bunları otomatik olarak yapan makineler görüyoruz ve daha verimli çalışan bu sistem yavaş yavaş dünyanın her yerinde çiftlikleri ele geçiriyor.

Çevreye duyarlı ve sürdürülebilir yiyecekler ortaya çıktıktan bir süre sonra süpermarketlerin raflarında görmeye alışık olduğumuz manzaralar da değişecek gibi. Paketler ve konserve kutuları yerine marketten aldığımız kartuşları evdeki 3D yazıcımıza takarak tek bir düğme ile yiyeceklerimizin “basılmasını” yani üretilmesini izliyor olabileceğiz.

3D Basılan Yiyecekler

3D baskı teknolojisi araba parçaları, giyecekler, protezler üretmekte hali hazırda zaten kullanılıyor ve bu alanda epey bir adım atılmış durumda. Bir sonraki adım ise yiyeceklerimizi 3D yazıcılarla basmak. Yakın bir gelecekte baskı makinesinden yiyeceğinizi seçip onun tabağınıza basılmasını izleyebileceksiniz.

Şekerleme ve çikolata basan 3D yiyecek yazıcıları şu anda kullanımda. Örneğin lezzetli tatlılar üretebilen 3D yiyecek yazıcısı Foodini ile istenen yiyecek seçildikten sonra, yiyecek kapsüllerinin içine Foodini tarafından belirtilen bileşenler konuluyor. Daha sonra arkanıza yaslanıyor ve Foodini’nin yiyeceğinizi katman katman basmasını bekliyorsunuz. Basım işlemi bittikten sonra fırın veya tavada pişirip afiyetle yiyorsunuz. Foodini kraker, pizza, vegan burger hatta ravioli bile basabiliyor ve yediğiniz yiyeceğin içinde ne olduğunu tam olarak biliyorsunuz.

3D yazıcılar sadece ev ve restoranlarda değil, örneğin uzun uzay yolculuklarında uzay gemilerinde astronotları beslemek için de kullanılabilecekler. NASA tarafından fonlanan bir projede 30 yıl raf ömrü olan kurutulmuş bileşenlerden pizza basan bir makine geliştiriliyor. Günün birinde Mars yolculukları sırasında yiyecek üretmek için bu makineler kullanılırsa şaşırmamak gerekli.

Kaynak: How It Works

İlginizi Çekebilir: Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

G-B0ZQSMMP2T