Kalp ve damarlardaki hastalıklar dünyanın en çok can alan hastalıklarıdır.
Damarlar yağla kaplanınca yağ katmanları kanın damarların içinden geçmesini zorlaştırır. Kan basınçla bu darlaşmış damardan geçmeye çalıştıkça minik girdaplar oluşur ve bu damara daha çok zarar vermeye başlar. Ancak asıl ölümcül darbe, tıkanıklığa neden olan parçalardan kan basıncı nedeni ile küçük parçalar kopması ile başlar.
Kanda pıhtılaşmadan sorumlu moleküller bu kopmayı bir yaralanma olarak algılar ve tamir etmeye çalışır. Parçanın koptuğu yerde pıhtılaşma başlar, pıhtının boyutu büyüdükçe damar daha fazla tıkanır ve en sonunda da kan akışı tamamen durur.
Yukarıda sözünü ettiğimiz yapısal hasarı tamir etmek için geliştirilecek tedavi yöntemleri üzerine araştırmalar sürüyor. Bunlardan bir tanesi kök hücre tedavisi. Kök hücreler bedende henüz ne olacaklarına karar vermemiş hücrelerdir.
Laboratuvarda gerçekleştirilecek bir işlemle bu hücreler kan hücrelerine, deri hücrelerine, hatta yeni bir kalp kasına dönüştürülebilir. Harvard’daki bilim insanları kök hücreleri kalp kası olmaya ikna eden bir tedavi ile gerçek boyutta, atan bir kalp üretmeyi başardılar. Gelecekte bu teknikle hastalıklı organlar yerine, üretilen yeni organlar nakledilebilecek.
Neden Hala Tedavi Etmedik?
Ölümcül bir darbe yaşandıktan sonra kardiyovasküler hastalıkları tedavi etmek çok zordur. Kalp krizleri hayati organları oksijensiz bırakır ve bundan etkilenen dokular hızla ölür. Eğer hastane dışında bir yerde kalp krizi geçirirseniz kurtulma şansınız onda birdir.
Kalp krizi geçiren hastaların dörtte biri bir yıl içinde hayatını kaybetmektedir. Kardiyovasküler hastalıkları kalıcı olarak tedavi edebilmek için ya kalp krizini önlemek ya da hasar gören dokuları tedavi etmek veya değiştirmek gereklidir. İkisini de başarmak oldukça zordur.
Kaynak: How It Works