Salvador Dali (1904-1989)

0

Sürrealist ressam, akımın önde gelen bu tür temsilcilerinden biri olarak benzersiz gerçeküstü objeler yaratabiliyor olmasıyla öne çıktı. Akımın beklediğinin çok ötesindeki düşsel imgelemleri resimlerinde olanaksız objelere dönüşüyor, sanatına kendi fantastik zihnini ve kendine özgü şakalarını yansıtıyor, kendisini bir “düş anlatıcısı” olarak tanımlıyordu. Aslında düşlerini resmediyor; bilince yanısamayanları ortaya koyuyordu.

Tartışmasız çok büyük bir sanat dehasıydı ama bu listeye girmesinin asıl sebebi, deha ve delilik arasındaki ince çizgide yürüyüp aslen hangi tarafa ait olduğunu hayatı boyunca bir sır gibi saklamayı başarmış olmasıydı. Bu açıdan tarihteki en ilginç deha örneklerinden biriydi. Ve biz de dehanın sırlarını aydınlatma yolunda dahilerin yaşamlarından kesitlere bakarken, bu sırların aydınlatılabilmesine yardımcı olabilecek en çarpıcı örneklerden birini atlamadık istemedik.

Hangi Dâhilerden Etkilendi?

Sigmund Freud Pablo Picasso Diego Velazquez Joan Miro Hieronymus Bosch Friedrich Nietzsche Johannes Vermeer

Öne Çıkan Nitelikleri

Dali, her bir bireyi, gerçeği enteresan kurgularla besleyip anlatabilen ilginç bir aileden geliyordu ve aile büyüklerinin hemen hepsi hayal gücü ile hikaye anlatıcılığı konusunda iddialıydı. O da bu nitelikleri öne çıkarıp geçmişine dair bazı hikâyeler yarattı . Örneğin,1711’de İspanya’yı fetheden Mağribilerin soyundan geldiğini, süslü ve şatafatlı giyime düşkünlüğünün Arap atalarından gelen bir özellik olduğu söylüyordu. Hatta otobiyografisini de bu tür kurmaca hikâyelerle doldurdu. Bu yüzden Dali hakkında neyin gerçek, neyin uydurma olduğu konusunda hiç kimsenin bir fikri yok.

Hırslı oburluğu, alaycı mizahi, kibirli ve aykırı davranışları, şen kahkahaları, aşka verdiği değer ve etkileyici hatipliği ile sanat dünyasında ya çok sevilen ya da nefret edilen bir karakter olarak tanınıyordu. Fakat sanatını ele alış şeklinde son derece ciddi ve akademik bir yaklaşımı vardı.

Günlük Yaşamı

Şaşırtıcı derece bir insan olmasına rağmen günlük yaşamını her gün belli bir rutine sadık kalarak sürdürdü. Sabah erken bir saatte; 07.00’de uyanır, mutlaka önce duşunu alır, ardından giyinip kahvaltısını yapardı. Gazetelerini okuduktan sonra öğlene kadar çalışıyor, sonra arkadaşlarıyla buluşup öğlene kadar çalışıyor. Ardından mutlaka 2 saatlik öğlen uykusuna yatar, uyanınca evcil hayvanlarla vakit geçirir, akşam yemeğini genelde TV karşısında yer ve uyurdu.

Uyku ve Beslenme

Gösterişe meraklı, ölçüsüz derecede müsrif ve lükse düşkün biri oluşunu yemek seçimlerine de yansıttı. En sevdiği yemekler; dana eti, ıstakoz ve kamamber peyniriydi.

O da tıpkı Einstein gibi bir kaşık ve metal bir tabakla şekerleme uykusuna dalar, kaşık düşüp tabağa çarpınca çıkan ses sayesinde hemen uyanıp az önce gördüğü sürreal rüyalarını resmeder ya da not alır, bunları bilinçaltına doğru bir inceleme başlatmak için kullanırdı. Zaten büyük bir ressam olmasının sırrını da kullandığı bu tekniğe bağlıyordu. Yine işe kurgu katıp, bu tekniği Kapuçin keşişlerinden öğrendiğini anlatırdı.

Tuhaf Alışkanlıkları

Salvador Dali’nin tuhaf olmayan çok az davranışı ve alışkanlığı vardı. O, tam anlamıyla bir şovmendi. Dikkatlerin üzerinde olmasından hoşlanıyordu ama aynı zamanda çevresindekileri eğlendirmeyi de severdi. Örneğin bir keresinde konuşmacı olarak katılacağı bir konferansa dalgıç kıyafetiyle gitti. Bazen bunu yaratıcı bir pazarlama tekniğine dönüştürdüğü de oluyordu. Bir kitabının tanıtımı için Manhattan’ın ünlü kitap evlerinden birinde, başında bekleyen sahte doktor ve hemşirelerin gözetimi altında beyin dalgalarını ölçen makinelere bağlanıp yatarken, kitabı alan herkese bu makineden çıkan beyin ölçümlerini hediye etti.

Paranoyak-Kritik Yöntem

“Resimdeki tüm hevesim, maddeyi en emperyalist dikkatle teslim etmektir” diyen Dali, paranoyak-kritik yöntem dediği bir metot kullanıp gerçek ve hayalin sınır çizgisinde kalmayı başardığını söylüyordu. Bu, hayal ve gerçeği birbiriyle kaynaştırmanın yoluydu ve bunu yakalamak için kendisini bilerek paranoya durumuna sokuyordu. Amacı, zihnini parçalayarak baktığı her şeyi parçalardan ibaret görmekti.

Kaynak: Popular Science

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

G-B0ZQSMMP2T