Viyana’da yaşayan Kurt Gödel, dönemin sosyal medyası olarak görülebilecek Viyana kahvelerinde, zamanının büyük çoğunluğunu tavla ve bilardo oynayarak geçirir ve bu esnada entelektüel yaşamın göbeğinde bulunmuş olurdu.
Viyana Çemberi adlı, zamanının ünlü felsefeci ve bilim insanlarının oluşturduğu bu entelektüel yapının içindeyken, matematikte devrim yaratan bir fikir buldu: Büyük matematikçi Hilbert’in 2. sorusunun çözümü.
2300 yıl önce Öklid’in yarattığı geometriyi yeniden yapılandıran David Hilbert, modern geometrinin temelini oluşturmuştu ancak matematik alanınla konuşulan en büyük başarısı bu değildi.
Hilbert Problemleri adlı bir dizi problem öne sürüp, bunların çözümlerinin matematikte önemli atılımlara dönüşeceğini söyledi. Bu 23 problemin bir kısmı günümüzde bile hala çözülebilmiş değil.
Gödel ikinci sıradaki probleme yoğunlaştı. Ancak bu problemde “Sayılar teorisinde, aksiyomların tutarlı olduğunu ispatlayın” diyen Hilbert’in isteğini yerine getirmeye çalışırken tam tersini kanıtladı; Eksiklik Teoremi.
Özetle, matematiğin mantıksal sistemlerinde, doğru olan fakat kanıtlanması imkansız görünen ifadeler olduğunu keşfetti. Ve böylece matematik dünyası krize girdi.
Peki ya çözmeye çalıştıkları ünlü problemler de kanıtlanması imkansız ifadelerse ne olacak? Kurt Gödel de kendi keşfi nedeniyle benzer bir krize sürüklenip duygusal anlamda çöküş yaşadı.
Hemen ardından başlayan Nazi rejimi yüzünden tüm matematikçiler farklı topraklara göç etmek zorunda kaldı. Böylece 500 yıl boyunca matematiğin merkezi olan yer dağıtılıp yok edildi.
Einstein ve Gödel’in de aralarında bulunduğu matematikçilerin çoğu Amerika’ya giderek Princeton Üniversitesi’nde kendilerini karşılamak üzere kurulan İleri Araştırmalar Enstitüsü’ne yerleşti.
Gödel, sabahları Enstitüye gitmeden önce Einstein‘in yanına uğrar ve yola beraber devam ederlerdi. Ancak cennete benzeyen Princeton Üniversitesi’nde bile karamsar ruh halinden kurtulamadı. İçinde bulunduğu bu durum zaman içerisinde paranoyaya dönüştü.
Son yıllarında kendi iç dünyasına kapanmış olsa da Amerikan matematiğindeki etkisi giderek güçlendi. Kurt Gödel ise bu sırada zehirlenme paranoyasına kapıldığından dolayı düzgün beslenemeyip kendisini ölüme sürükleyen hızla zayıflama ve açlık evresine girdi. Gödel, Princeton’da 14 Ocak 1978’de ölü bulunduğu sırada sadece 29,5 kg ağırlığa sahipti.
Kaynak: Popular Science
