Hız Trenleri

0

Lunaparklardaki en heyecanlı deneyimlerin başında hiç şüphesiz hız trenleri geliyor. En tepeye kadar yavaş yavaş tırmanan, bir anda inanılmaz yüksek hız ve ivmeyle aşağı inen hız trenleri, binenlerin yüreğine ağzına getirdiği gibi, güvenli bir ortamda adrenalin patlaması yaşamalarına da imkan veriyor.

Fiziğin temel kurallarına göre inşa edilen hız trenleri aslında tamamen doğanın gücü ile hareket ediyor dersek yanlış söylemiş olmayız. Newton‘un birinci hareket kanunu ne diyor? “Bir cisim üzerine etki eden bileşke kuvvet sıfır olduğunda, durgun ise durmaya devam eder, hareketli ise sabit hızla doğrusal hareketine devam eder.”

Hız trenleri mekanik bir itkiyle harekete geçer. bu itki ya bir zincirle rayların en tepe noktasına çıkarıp oradan aşağı serbest düşmeye bırakmak, ya da hidrolik pistonlar yardımı ile ilk hareketi vermektir. Hız treni ray boyunca ilerlerken yolcular sürekli olarak potansiyel enerjinin kinetik enerjiye dönüşümünü deneyimler. Hız treni bir tepeyi tırmanırken potansiyel enerji biriktirir, aşağı inerken de bu potansiyel enerji kinetik enerjiye dönüşür.

Bu sürekli devam eden dönüşüm sayesinde hız treni tüm turu tamamlar. Tepeler ve spiraller ne kadar yüksekse, o kadar çok potansiyel enerji birikir ve boşalan kinetik enerji de o miktarda çok olacağından tren aşağı doğru o kadar yüksek hızla iner. İvme çok yüksekse, insan bedeni üzerinde negatif etkiler yaratabilir. Hız trenleri 1800’lü yıllardan beri dünyanın dört bir tarafında kullanılıyor.

İlk başlarda tasarımcılar ivmenin insan bedeni üzerindeki etkisini dikkate almadıklarından yolcular problemler yaşayabiliyordu. Bir cisim hızlanırken ve yavaşlarken üzerine G-kuvveti (G-force) etki eder. Çok hızlı ivmelenme veya aniden durma yolcuların bilinçlerini kaybetmesine veya bedenlerinin hasar görmesine neden olabilir. Sağlıklı bir insan 6 G kuvvetine kadar sorunsuzca dayanabilir. Ancak ilk hız trenlerinde G kuvveti 12’lere kadar çıkıyordu ve bu da beraberinde ciddi sorunlar getirebiliyordu.

Hız Trenlerini Neden Seviyoruz?

Saatte yüzlerce kilometre hızla kavisler, yokuşlar, inişler ve ani dönüşlerle dolu bir rotada ilerleyen bir araca kemerlerle bağlı olarak, sadece yer çekiminin yardımı ile muhteşem bir macera yaşamak. İşte hız treninin büyüsünün sırrı! Bedenimiz bu macerada bir dizi biyolojik ve fizyolojik tepki veriyor ve heyecanlanmamızı sağlıyor.

Korku filmi seyretmekten, baharatlı acı bir yemek yemekten hoşlanmak psikologlar tarafından “iyi huylu mazoşizm” tabir edilen duyguyu yaşamamıza neden oluyor. Bu fenomen normalde bedeni tehdit eden bir şeyi bilerek isteyerek ama kendini güvende hissederek yapmaktan hoşlanmamızı sağlıyor. Hız trenleri insan doğasındaki “kaç veya savaş” içgüdüsünü tetikliyor. Beden adrenalin ve dopamin gibi öforik hormonlar salgılıyor ve bu deneyimden keyif almamızı sağlıyor.

Kaynak: How It Works

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

G-B0ZQSMMP2T