Elizabeth Hattı (Crossrail)

0

Son yıllarda Londra’nın belli bölgeleri olağandışı sayıda şantiyeye ev sahipliği yapıyor. İngiltere’nin başkentinde sürekli devam eden bina inşaatları hayatın bir parçası ama şu anki çalışmaların büyük kısmı Crossrail ile bağlantılı. Crossrail, Avrupa’nın en büyük altyapı projesi ve İngiltere’de şimdiye kadar yapılmış en büyük projelerden biri.

Crossrail tamamlanınca resmi olarak Elizabeth Hattı adını alacak. Londra Metrosu haritalarında mor-beyaz çizgiyle gösterilecek ama aslında metro ağının bir parçası olmayacak. Londra’da ulaşımın büyük kısmından sorumlu Transport for London (TFL) tarafından işletilecek. Şehrin batısındaki Reading ve Heathrow’u 21 kilometrelik ikiz tünellerle şehir merkezine, oradan da doğudaki Shenfield ve Abbey Wood’a bağlayacak. Toplam 118 kilometrelik hatta 40 istasyon olacak. 10 tanesi yeni inşa edilecek, diğerleri de yeni trenlere uyumlu olmaları için güncellenecek. Bazılarından Londra Metrosu’na ve diğer demiryolu hizmetlerine aktarma yapılabilecek.

İnşaat 2009 yılında başladı ve 2020 sonlarında hattın merkez kısmı tamamlanmış olacak. Testlerin ardından 2021 yazında merkez kısmın açılması, 2022’de ise hattın tamamının açılması planlanıyor. İddialı projenin en zorlu kısımlarından biri, Londra’nın merkezinde 6,2 metre genişliğinde 42 kilometre tünel açmaktı. Bunu başarmak için sekiz adet dev tünel açma makinesi (TBM) kullanıldı. Makinelerin hepsi 7 gün 24 saat çalışarak görevlerini Mayıs 2015’te, yani üç yılda tamamladı.

Elizabeth Hattı’nın sadece merkez kısmı yeraltında olduğundan, TBM‘leri yeraltına sokmanın bariz yolu, hattın yeraltına girdiği noktaları kullanmaktı. Ancak lojistik koşullar nedeniyle bu her zaman mümkün olmadı. O nedenle bazı durumlarda 550 tonluk, 150 metre uzunluğundaki makinelerin parçalar halinde yeraltına indirilmesi ve orada monte edilmesi gerekti.

TBM’ler, Avrupaʼnın en büyük vinçlerinden biri kullanılarak 30 metre çap ve 44 metre derinliğe ulaşan özel olarak inşa edilmiş şaftlara indirildi. Doğu Londra’daki Canning Town şantiyesinde kazılan milyonlarca ton malzemeyi şafttan yukarı taşımak için yüksek açılı bir konveyör kullanıldı. Çıkan malzemeler doğrudan gemilere yüklendi ve 600 hektarlık yeni RSPB doğa rezervinde kullanılmak üzere Essex’teki Wallasea Adası’na taşındı.

Londra merkezinin altı hiç şüphesiz dünyanın en sıkışık ve karmaşık yeraltı alanlarından birisi. Elizabeth Hattı planlanırken Londra Metrosu ve diğer demiryolu tünellerinin, kanalizasyonların, elektrik ve telefon kablolarının ve daha birçok şeyin dikkate alınması gerekiyordu. Sonra da tünel açma makineleri planlanan rotalardan sapmamaları için doğru bir şekilde yönlendirilmeliydi. Yeryüzünde GPS sistemlerini çalıştıran uydu sinyalleri milimetrik hata paylarıyla size yol gösterebiliyor ama bunlar yeraltında çalışmıyor. Buna rağmen, yeni kazılan tünel, mevcut Tottenham Court Road İstasyonu’nun 80 santimetre yakınına kadar yaklaşmak zorundaydı. Bunu başarmak için tünel delme makinelerinin lazer yönlendirme sistemleri kullanıldı. Bu sistemler, tünellerin hedeflenen konumdan birkaç milimetre sapmayla kazılabilmesini sağlıyor.

Bununla birlikte, tüm tüneller planlandığı şekilde kazılmış olsa bile, yeni geniş çaplı tünellerin zemini zayıflatıp oturmalara neden olma riski vardı. Böyle bir durum hem yüzeydeki binaları hem de Londra Metrosu tünellerini olumsuz etkileyebilirdi. Bunu önlemek için hassas bölgelerde “kompaksiyon enjeksiyonu” tekniği kullanıldı. Şaftların etrafını saran kayaçtan dışarı doğru, yelpaze dizilimi şeklinde küçük çaplı sondaj delikleri açıldı.

Daha sonra, risk altında olduğu düşünülen binalara prizmalar, diğerlerine ise “total station” denilen hassas ölçüm cihazları yerleştirildi. Kazılar sürerken total station’lar görüş menzillerindeki prizmaları otomatik olarak tarıyor ve konumlarını gerçek zamanlı olarak kaydediyordu. En küçük bir hareketin tespit edilmesi halinde sondaj deliklerine çimento tipi bir harç enjekte ediliyordu. Harç bu deliklerden geçip kayaçtaki çatlakları doldurarak gerekli ilave kuvveti sağlıyordu.

Tabii tünelleri kazıp inşa etmekle iş bitmiyor. Gerekli iletişim ve enerji altyapısını da sağlamak lazım. İnanması güç ama 118 kilometre uzunluğundaki tünel ağından toplam 15.000 kilometre kablo geçecek. Bunların çoğu demiryolunun işletilmesi için gerekli ama bazıları da yolculara WiFi ve 4G bağlantısı sağlayacak. Tüm bunlara rağmen Crossrail, Londra ulaşım sisteminin zirve noktası olmayacak…

Crossrail tamamlanmaya yaklaşırken İngiltere başkentinin altından geçecek yeni bir demiryolu sistemi tartışılmaya başlandı bile. Crossrail 2 olarak adlandırılan yeni demiryolu onaylanırsa Londra’nın güneybatısını kuzeyine bağlayacak. Crossrail’in neredeyse iki katı tünel uzunluğuna sahip olacak ve hiç şüphesiz daha ileri teknolojileri kullanacak. Ancak proje onaylansa bile hattın 2033’ten önce hizmete girmesi beklenmiyor.

Kaynak: How It Works

Cevap bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


Bu web sitesi deneyiminizi geliştirmek için çerezleri kullanır. Bununla iyi olduğunuzu varsayacağız, ancak isterseniz vazgeçebilirsiniz. Kabul etmek Mesajları Oku

G-B0ZQSMMP2T