Dejavu size bir şeylerin tanıdık geldiğinde hissettiğiniz hayali bir histir. Mesela bir restorandaki yaşadığınız bir olay tam da hatırladığınız gibi tekrarlanır. Dünya kareografisini kurduğunuz bir balerin gibi döner, fakat olaylar geçmişteki bir tecrübeye dayalı olamaz çünkü daha önce orada yemek yememişsinizdir.
Maalesef dejavunun tek bir açıklaması yoktur. Anlık bir deneyimdir ve mekan farketmeksizin meydana gelir bundan dolayı bilim adamlarının kayıt alıp incelemesini neredeyse imkansız kılar. Bilim adamları öylece oturup başlarına gelmesini bekleyemez çünkü bu yıllar alabilir. Fiziksel bir belirtisi yoktur ayrıca araştırmalarda bir sezgi ya da his olarak tarif edilir. Bu somut kanıt eksikliği yüzünden yıllar geçtikçe artan spekülasyonlar olmuştur.
Emile Boirac’ın déjà vu’yu Fransızca “daha önce görülmüş” anlamına gelen bir terim olarak öne sürmesinden beri 40’tan fazla teori bu olayı açıklamaya çalışmıştır. Fakat beyin görüntüleme ve bilişsel psikolojideki son gelişmeler araştırma alanını daraltmıştır.
Şimdi, her biri için aynı restoran sahnesini kullanarak bugünün en yaygın üç teorisini inceleyelim:
- Birincisi ikili işlemdir. Bir olaya ihtiyaç var. Bir garsonun tabakları düşürmesiyle başlayalım. Olay devam ettikçe beyninizin yarım küreleri bir bilgi sağanağını işlemden geçirir: garsonun sallanan kolları, yardım çığlığı, makarnanın kokusu. Saniyenin binde birinde, bu bilgi kanallardan geçer ve tek bir an içerisine işlenir. Çoğu zaman her şey eşzamanlı olarak kaydedilir. Fakat bu teori dejavunun bu kanallardaki bilginin biraz geciktiğinde meydana geldiğini gösterir. Erişim zamanlarındaki farklılık beynin geç gelen bilgiyi bağımsız bir olay gibi yorumlamasına neden olur. Önceden kaydedilmiş an tekrar canlandığında daha önce yaşanmışlık hissi verir zira bir bakıma öyledir.
- Sıradaki teorimiz hologram teorisi. Bunu incelerken de şu masa örtüsünü kullanalım. Karelerine göz gezdirdiğinizde belirsiz bir anı beyninizin derinliklerinden yüzeye çıkar. Teoriye göre, anılar hologram formunda kaydedildiği için böyle olur ve hologramlarda resmin bütününü görmek için tek bir parçası gerekir. Beyniniz masa örtüsünü geçmişten, belki büyükannenizin evinden bir tanesiyle özdeşleştirmiştir. Fakat büyükannenizde gördüğünüzü hatırlamak yerine beyniniz eski anıları tanımlamadan toplamıştır. Bu ise sizde aşinalık uyandırır ancak hatırlama yoktur. Bu restoranda daha önce bulunmamanıza rağmen bu masa örtüsünü görmüşsünüz ama tanımayı başaramıyorsunuz.
- Son teorimiz “bölünmüş dikkat“; dejavu, dikkatimiz belli bir nesne tarafından dağıtılırken beynimiz bilinçaltında bir yerde gezdiği durumda oluşudur. Dikkatimizi topladığımızda, daha önce burada bulunmuş gibi hissederiz. Örneğin, şu anda çatala odaklandınız ve masa örtüsüne veya düşen garsona dikkatle bakmadınız. Beyniniz çevresel görüşünüzdeki her şeyi kaydetmesine rağmen, bunu bilinçli ayrımsamanın çok altında yapar. En sonunda odağınızı çataldan çektiğinizde sadece dikkat etmediğiniz için daha önce burada bulunduğunuzu sanırsınız.
Bu üç teorinin üçü de dejavunun ortak özelliklerini taşısa da hiçbirinin bu durumun kesin sebebi olduğu ileri sürülemez. Araştırmacılar ve mucitlerin bu anlık olayın nedenini anlamlandırmak için yeni yollar bulmasını beklerken bu deneyimi biz de yaşayabiliriz.
Kaynak: Dünya Atlası